Mühim olan “YER” değil, asıl mühim olan devinimin kendisidir.
“Mezarlar bir insanın ölümünü sembolize ederken, aynı zamanda onun ölümsüzlüğünü de ileri süren bir vurgu yapar. Bir yandan bireyin öldüğünü ilan eden bir işlevi üstlenirken, öte yandan onu sürekli hatırlatarak yaşam içinde, hafızada tutmaya devam etmektedir.”
Ölmenin gerekliliğini kabullenebilmek de bir terbiye. Yaşam, özünde sonsuz bir döngü. Katışıksız, yani saf olan her şey başka bir şeye dönüşür. Hayatın kaynağı; doğa. Ölümse tevazu içinde bir geri dönüş; ödeşme, zamanı geldiğinde aldığını geri verme, sonrakilere yer açma.