“İnsan hayatın hangi yolundan yürürse yürüsün, iyi inkişaf edilmiş bir hafıza, ona sayısız istifadeler temin eder…”
Rene Descartes
Terminoloji olarak “bellek”, öğrenilmiş ya da yaşanmış konuları, bunların geçmiş ile ilgisini bilinçli olarak zihinde saklama gücüdür. Kentleri oluşturan mekânlar ya da bir mekân olarak kentin ta kendisi kolektif belleğin en önemli parçasıdır. Kentte yaşayan bireylerin yaşadıkları yerlere ilişkin görüşleri, duygu ve düşünceleri bu belleğin aktarılabilmesi yani tahrip olmaması ile doğrudan ilişkilidir. Ve kentler bu verilerin (mekân ve bellek ilişkisinin) bütünü ile kimliğini kazanır ya da kaybeder.
Mersin bir ticaret ve liman kenti olarak 1900’lü yıllarda gelişmeye başlamış ve bu gelişim 1960’lı yıllarda modern limanın inşasının ardından majör bir değişime uğramıştır. Gelişimi ve kimliği doğrudan deniz ticaretine dayalı yapılaşma biçimde gerçekleşmiş olan Mersin kentinin, yine bu dönemlerde kent belleğinde “sözlü anlatımlara dayanarak” yer eden mekânsal bileşenlerinin sahil ile ilişkilerinin oldukça güçlü olduğu ve kent kimliğini doğrudan şekillendirdiği görülmüştür.
Ancak günümüzde bu ilişkinin kamusal alanlar bakımından yeterince güçlü olmadığı da gözlenebilmektedir. Yarışma konusunu oluşturan Tevfik Sırrı Gür Stadı ve çevresi bu bağın zayıflığı için önemli bir örnek teşkil etmektedir. İsmet İnönü Bulvarı olarak adlandırılmış olan ve yoğun olarak kullanılmakta olan bulvar, 1950’li yıllardan sonra dolgu yapılarak düzenlenen sahil şeridi ile stadyum ve çevresi ile Çamlıbel Mahallesi ve buna bağlı olarak kentin kuzey yerleşim bölgelerinin ilişkisini koparmaktadır.
1938 yılında davet edilerek kentin ilk imar planını yapması istenilen Hermann Jansen’e göre Mersin kentinin kimliğini belirleyecek iki unsur bulunmaktadır. Birincisi “Liman”, Mersin’i bir ticaret kenti haline getirecektir. İkincisi ise Mersin’i bir plaj kenti haline getirebilecek olan “Deniz”dir. Tasarlanan kent planlarında etkin bir kriter olarak ele alınan deniz unsurunu, önerilen sahil promenadlarından rahatlıkla görebilmekteyiz.
Öte yandan, kaldırılması düşünülen ve inşası 1950′ li yıllarda tamamlanmış olan Tevfik Sırrı Gür Stadı, gerek batıya doğru gelişmekte olan Mersin kentinde bulunduğu yer bakımından, gerekse de 1925 yılında kurulmuş olan ve stadı 1951 yılından itibaren yakın tarihe kadar kullanmış olan Mersin İdman Yurdu futbol takımının ve taraftarlarının hafızasında yer etmiş olması bakımından ayrı bir öneme sahiptir.
Kentsel mekân tasarımları; gerek tasarlanacak olan alanların ölçekleri ve bireyler üzerindeki etkileri bakımından ve gerekse de kolektif belleğin varlığının sürdürebilmesi bakımından, tüm bu araştırmalara ve elde edilecek verilere muhtaçtır.
TASARIM NE VAAT ETMEKTEDİR?
Kentliler için sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerin, kentsel belleği de koruyarak organize edilebilmesine olanak vermektedir. Gerek toplanma alanlarının ulaşılabilirliği, gerek yeşil alanların sürdürülebilirliği, gerek kültürel etkinliklerin (festival, konserler, yarışlar ve müsabakalar) organize edilebilirliği açısından potansiyeli oldukça yüksek bir alan sunmaktadır. Sahil ve yaya ilişkisini güçlendirmekte ve yönetilebilir, etaplanmış bölümler önermektedir. Kentlinin gerekli durumlarda kendi inisiyatifi ile etkinlikler düzenleyebileceği veya yerel idareler tarafından organize edilen etkinliklerin paydaşları olabildiği yeni bir öneri sunmaktadır. Öneri fiziki bakımdan her yönden gelişime, yeni düzenlemelerin entegrasyonuna açık ve esnektir. Kullanıcının mekân ile ilişkisinin de zaman içerisinde şekillendirebileceği öneri kentsel kimliğe katkı sunmayı ve kolektif bellekte yer edinebilmeyi hedeflemektedir.